Bu hafta sonu Çorum'da Hititlerden günümüze gelen, ancak unutulmaya yüz tutmuş yöresel
16 Mayıs 2011 Pazartesi
"HİTİTLERDEN GÜNÜMÜZE ÇORUM MUTFAĞI YEMEK YARIŞMASI" NDA 6 KATEGORİDE 252 YEMEK YARIŞTI
Bu hafta sonu Çorum'da Hititlerden günümüze gelen, ancak unutulmaya yüz tutmuş yöresel
Çorum mutfağının tanıtımı için güzel bir adım atıldı. Nilhan Aras'ın organize ettiği yarışmada jüri üyeleri olarak o kadar çok lezzetli tabak tadımladık ki, gerçekten seçim de zorlandık.
Her kategorinin birincisine Cumhuriyet altını, ikinciye yarım, üçüncüye ise çeyrek altın, jüri özel ödülüne layık görülenlere de çeyrek altın verildi.
Hitit yürüyüş parkurları da eş zamanlı açıldı. Tarih, doğa, kültür meraklıları için onlarca seçenekten oluşan yollarda baharın içinde, yeşilin tonlarında, taze kokular arasında kilometrelerce yüründü.
Hattilerin ülkesinde bugüne kadar yapılmış en organize etkinlikti bence.
Çorum denilince akla ilk gelen leblebileridir. Bunu 50 yıldır bu mesleği yapan Yaşar Usta'dan dinledim. Ayakkabıcılar Arasta'sından selamlayarak geçtim esnafı, daracık sokakda 1940'lara ışınladım kendimi.
Çorum Müzesi'nde Kalkolitik Çağ'dan günümüze 5000 yıllık bir geçmişi gözlemledim hayranlıkla. Hatti Ülkesi Hititilerin yurdu Çorum'da erzak küplerinden ritonlara, çaydanlıklardan sikkelere, süs eşyalarından çocuk oyuncaklarına, maltızlardan gaga ağizlı testilere kadar yüzlerce esere dokundu deklanşörüm. Güneş Kursu kamaştırdı gözümü. Geyik, boğa heykelcikleri tutuşturdu arkeoloji yıllarımı, anılarımı birer birer...
Son olarak Alacahöyük'de sonlandı gezimiz. Sfensli kapıya omuz vermeyeli 30 yıl olmuş! Nice mezarlar, nice buluntularla zenginleşmiş Müzesi. Artık kazısında beslenme uzmanları, yemek yazarları, antropologlar gibi spesifike konularda derinlenmesine araştırma yapan ekipler çalişiyor. Değişmeyen tek şey mesailer bizden bugüne, sabah 05.00'de kalkıp güneş doğmadan kazıya gidiliyor, akşam 12.00' lere kadar çalişilıyor. Belki artık kumpas çok kullanılmıyor. Teknoloji dostu kazılar hem verilerin çabuk hem de doğru değerlendirilmeleri için yol alıyor hızla. 3000 yıl öncesinden bir duvar parçası üzerine ne de güzel yerleşmişti "Çorum Gitar Kulübü"nün hocası, etrafında onlarca çocuk ve tarih ve yeşil...
Pazara uğramadan dönülür mü Çorum'dan. Köylü pazarı madımak, yemlik, efelek, zivik, ısırgan, tere, dorak, tilkişen, çağla ile yeşermiş. Kızılırmak sazanı, yayını bir tezgahta. Nohut, buğday, Osmancık pirinci, mercimek...Torbalar doldu, taştı araba, nane kokusu ile otele dönmekten daha güzel ne olabilir ki.
Başka, başka ne yaptım? Ulu Camii, Saat Kulesi'ni gezdim. Bir akşam güneş batarken 9. kattaki odamdan şehre dalıp, uzaktaki tepelerden II. Şuppiluliuma'nın kral arabasının sesini duydum. Tozu dumana katarak gidiyordu, acelesi vardı. Belki de Hattuşa ülkesini kırıp geçiren hastalıktan kaçıyordu, belki de ölüme koşuyordu...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Organizasyonda emeği geçenlere de, gelemeyenlere aktaranlara da binbir teşekkürü borç biliriz efendim.
YanıtlaSilAgzina saglik Ayfercim. Ne guzel dile getirmissin. Bir kez daha gittim Hattiler'in ulkesine sayende...
YanıtlaSilOya
Teşekkurler arkadaşlar. Hattilere saygilarımla:))
YanıtlaSilSanki başka bir dünyada yaşıyorum..
YanıtlaSilNe kadar tuhaf. Ne kadar yakın ve ne kadar uzak
Daha dogrusu anılarınızı aktarmanız beni cok yakınlaştırdı.
Teşekkürler Ayfer Hanım Sevgilerimle.
Çok güzel..görmek isterdim
YanıtlaSilArkadaşlar Çorum uzak değil, Merzifon'a THY ucuyor oradan merkez 55 km. Bir hafta sonu bile yeter gezi için, üstelik bahar bir başka güzel Hattilerin ülkesinde.
YanıtlaSil