26 Aralık 2011 Pazartesi

BEREKETLİ, LEZZETLİ BİR YIL DİLERİM...

2012 Bereketiyle, umutlarıyla gelsin evimize. Ülkeme, aileme, arkadaşlarıma, dostlarıma, üyelerime yepyenilikler getirsin, tutkulu umudu hep beslesin içimizde.  Tohumlar boy verirken çocuklarımız gibi, şölenlerle dolsun hayatımız. Lezzetli sohbetleri yine lezzetli sofralarda buluşturalım.  Muhabbetimizi Sarı Mukallit kuşu, gezilerimizi  leylekler, paylaşımlarımızı boz martılar kıskansın gökyüzünden. 2012'nin son günü karışana dek doğuya ve batıya, kuzeye ve güneye, Ay'a ve Güneş'e, paylaşalım güzeller güzeli Anadolu'nun nimetlerini, birbirimize muştulayalım yeni ürünleri, koruyarak üreticisini.
İ Y İ L İ K L E R L E,   H E P B İ R A R A D A   O L A L I M...


12 Aralık 2011 Pazartesi

Kafkaslardan, Doğu yönünden göç eden dedelerin, ninelerin anısına toplandık


2011 Toprak Ana Gunu kutlamamiz sonlandı. Sanırım 45 kişiydik, 25'in üzerinde değişik lezzet paylaştık:)) Hepinizin orada olup, bereket fışkıran soframızdan bir parça tadımlamanızı o kadar çok isterdim ki. Tüm katkı veren dostlara müteşşekkirim. Bizi her biri Kafkasların muhteşem lezzetleriyle buluşturdu. Balkan mübadillerinden de masamiza katkı vardı. Yemek yapamayanlar lokumlar, akide şekerleri ile tadlandırdı damaklarımızı. Amacimiz sadece yemekleri paylaşmak değil elbet, yüzyıllar boyunca acılara gark olmuş, yurtlarından gerek mübadele gerekse zorunlu göç ile koparılmış milyonlarca insanımızı anmaktı, onların yanındayız biz sizi unatmadık demekti. Sanırım bunu becerdik, tariflerimizi, anılarımızı kayıt altına alarak ileriye taşimak benim vazifem oldu. Gelecekte elinizde olacak kitap (lar) unutulmuş, unutulmaya yüz tutmuş birçok bilgiyi, belgeyi kayıt altına alacağini ümit ederek heyecanımı daha da pekiştiriyor.


Toprak Ana gününe özel emek harcayarak destek veren Kafkasların ananevi yemeklerini yapan eller dert görmeye. Erdal Bey, annesi Bediigül teyzem, ablaları Dilşad ve Mehtap, Tangörüm, Pelinler, Neva, Nihalciğim, sevgili Sema ve aşagida yemek isimlerini sıraladiğim diğer tüm dostlarima müteşekkirim.

Sizinle olmak günün bereketiyle muhteşemdi. Lokanta Maya'da bizi misafir edem Didem Şenol'a ve ekibine muhteşem servisleri için teşekkür ederim.

Paylaşarak çoğalalim, çoğalalım ki ülkemizde var olan bereketi hiç unutturmayalim, analim ki anılalim gelecek kuşaklarda...


Açık Masa Buluşması Mönüsü:
Bediigül teyze: Abdigor Köfte, Kete, Kırt Kırt Kafkas Helvası

Dilşad: Ayran Aşı
Mehtap: Özbek Mantısı
Erdal Batmaz: Özbek Pilavı

Ayfer-Erkal Yavi: Baharatlı İşkembe (Uygur)+Laaza Sos ile, Çerkez Peynirleri, Aşure
Pelin Dumanlı + Esra Atay: Çerkez Tavuğu+Çerkez Peyniri
Emel Erden: Yörük Sıkması
Ebru Erke: Şıtfi
Tangör Tan: Ekşi Maya Ekmeğinden Kıymalı Papara

Pelin Tan: Bamya turşusu, Ayva tatlısı
Zerrin Nişancı: Aşure
Irmak Çağlı: Uygur Usulü Soğuk Helva


Neva ve Özbir Kip: Ekşi Mayalı Ekmek
Şebnem Balaban: Karalahana Çorbası
Nihal Doğan: İrmik Helvası, Kıvırma (Bulgaristan)
Didem Çakar: Kabak Tatlısı


Sema Temizkan: Kalakay
Ece Karaca: Şilbır
Sevim Gökyıldız: Geleneksel Akide Şekeri
Esra G.Erdoğan: Lokum


Ece-Roman: Beyoğlu Turşusu

9 Aralık 2011 Cuma

2011 Terra Madre Günü'nda Kafkaslardan, Doğu yönünden göç eden dedelerin-ninelerin anısına toplanıyoruz

11 Aralık Pazar Terra Madre Gününü Kafkaslardan, Doğu yönünden göç edenlerin ruhuna, anısına geç bir öğle yemeği ile beraberce kutlayacagız.
Aramızda Kafkasya, Kırım, Çerkez, Abaza, Çeçen, Gürcü, Özbek, Azeri, Türkmen, Uygur, Ahıska göçmeni olanlar mutlaka vardır. Olmayanların ise akrabalarını, dostlarını gözden geçirme zamanıdır diyorum.
Göçerlerin, halkımızın geleneklerini yemek kültürünü hep beraber yaşatacağız. Çoğalsın ki katkılar yad edelim dedelerin, ninelerin anılarini.

Tarih : 11 Aralık Pazar

Saat : 15.30-19.00 arası

Yer : Lokanta Maya - Karaköy (Güllüoğlu sırasında)
http://lokantamaya.com/ 212 252 68 84

27 Kasım 2011 Pazar

ANTİK YUNAN PAZARLARINDAN YEREL ÇARŞILARA

Çekül Akademi ve Yağmur Böreği Birliği'nin beraberce oluşturduğu eğitim paketinin “Pazar Pazar Gezelim” programı 27 Kasım Pazar günü, Fatih Kadınlar Pazarı’nda yapıldı. Antik Yunan pazarlarından yerel çarşılara uzanarak, Anadolu coğrafyasının binbir çeşit ürünüyle tanışma ve farklı tadım uygulamalarıyla geleneksel mutfak kültürümüzü yakından öğrenme olanağı ile tanıştı katılımcılar.


Fatih Kıraathanesinde Pazar kahvaltısı ile başladık güne, Çekül'ün Kültürel Miras üzerine çalişmaları ve Akademi hakkında bilgi alan katılımcılara ben Antik çağdan gunumüze pazarlarin tarihçesini anlattım, İstanbul'un ve Zeyrek semtinin izinden giderek içinde bulunduğumuz semt ve geçmişi hakkında bilgi verdim. Arkeolog Görkem Kızılkayak ile Zeyrek Mahalle Gezisi, Tarihi mirasın izinde yolculuk yaptık. Bizans'tan günümüze mimari yapıların durumu ve semtin yıllar içindeki önemini dinledikten sonra,

Zeyrek Kilise Camii ve Zeyrekhane ziyareti yaparak,


ürün tanıtımı ve tadımı yapmak için Kadınlar pazarı'na girdik. Burada Tangör Tan bize Doğu ve Güneydoğu Anadolu ürünleri hakkında bilgiler vardi. Siirt'in önemli ürünlerinden; Zivzik narı, Siirt fıstığı, Pervari balı, bıttım sabunu diğer illerden;kuru bakliyat, pestiller, inci kefali, yerel peynirler, sebze kuruları, tarhana, karpuz-kavun çekirdeği ve onlarca ürün üzerine konuştuk.






Siirt geleneksel yemek kültürü turumuz, Şeref Büryan'ın büryan kebabı, ayran, kitel, nar ekşili acılı salata, pırtıke, perde pilavı, ev baklavası ve nefis bir çay ile sonlandı.



Çekül Akademi'nin hazırladığı sertifikalar tüm katılımcılara verildi.



Yemek sonrası yerel ürün alişverişi yaptık, torbalarımız dopdoluydu. Beraberce gezip, tanışacağimiz nice pazarlara diyorum...

12 Kasım 2011 Cumartesi

TOHUMDAN SOFRAYA 2011 YILI BİRİNCİ OKULUMUZ LÜTFÜ BANAT'DAKİ EĞİTİMİMİZİ BİTİRDİK



"Tohumdan Sofraya"mevsiminde sebze meyve tüketimi eğitimimizin 3.yılında. 2011 -2012 eğitim döneminde  birinci Devlet okulumuz Lütfü Banat İlköğretim Okulu'ndaki 245 çocuğa verilen eğitimlerimiz başarıyla sonlandı. Yanımızda olan tüm gönüllülerimize, Çekül Vakfı'na, Beşiktaş Belediyesi'ne ve Lütfü Banat eğitimci kadrosuna teşekkürler...




"Biz geleceğe tohum atıyoruz".
Bizi geleceğe taşıyacak tüm öğrencilerimize sevgilerle...


Şimdi 2. Devlet okulumuz Nimetullah Mahruki İlkoğretim Okulu'ndaki eğitimimiz  için geri sayım başladı.

13 Ekim 2011 Perşembe

"TOHUMDAN SOFRAYA" Mevsiminde sebze-meyve tüketimi eğitimi 2011-2012 eğitim yılı çalişmaları başladı

Beşiktaş Belediyesi işbirliği ve Çekül Vakfi kolaylaştiriliciginda 2011-2012 eğitim yilinda çalişma yapacağimiz birinci okulumuz olan Levent-Lütfi Banat İlköğretim Okulunda eğitimler basladı. Eğitim 3. ve 4. siniflarda, toplam 7 sube ve 250 çocugu kapsayacaktir. Belediye'nin katkilari ile bastirilan ve ana alterlerde gorebileceginiz afislerimizi sizin icin fotografladim.
Projenin buyumesi, olabildiğince çocuğa ve ebeveyne ulaşarak Milli Eğitim müfredatina girmesi için var gucumuzle çalişacağiz. Çünkü;  Biz, "Geleceğe tohum atiyoruz".

10 Ekim 2011 Pazartesi

DOMATES SOSLARINIZI HAZIRLADINIZ MI?

Bu Pazar 10 kg. domates alındı, güzelce yıkandı, dörde bölündü, deniz tuzu eşliğinde tencerelere bölüştürülerek kaynamaya bırakıldı. Bu arada konserve kavanozlari bulaşık makinesinde, kapakları tencerede kaynatılarak dezenfekte edildi.
Yaklaşık 1 saat 15 dakika pişen, suyunu iyice çeken domatesler sıcak sıcak kavanozlara tepeleme doldururp, en üste bir çimdik tuz ilavesi ile kapakları sıkıca kapatıldı. Ters çevrilerek bir gece soğumaya bırakıldı. Sonuçta 10 kilo domatesden güzeller güzeli 4 kilo sosum oldu. Kışın canimiz domates çektiğinde imdadımıza yetişecek lezzetli kırmızı elbiseli, beyaz şapkalı kavanozlarim kilerde beni bekliyor olacak. Siz de elinizi çabuk tutun, bu hafta yaptınız yaptınız, yoksa domates kokusunu içinize çekmek için Haziran ayını beklemeniz gerekecek...

4 Ekim 2011 Salı

Ekim ayı sebze-meyve/balık listesi

Ekim de tüketilebilecek sebzeler:
- Kurusoğan, Patates, Pazi, Ispanak, marul, kereviz, havuç, lahana, brokoli, pırasa, mantar, roka, tere
Ekim sonu devreye girecek sebzeler:
- Yer elması, turp, pancar, karnabahar


Ekim başindan tüketilebilecek meyveler:
- Balkabağı, elma, nar, armut, portakal, muz, ceviz, fındik, üzüm, incir, hünnap
Ekim sonu devreye girecek meyveler:
- Mandalina, Greyfurt, kestane

Ekim ayı balıklari:
- Lüfer, Palamut, Levrek, Eşkina, Mİnakop, Barbunya, Tekir, Kefal, Kılıç, İstavrit (ay sonu tam yağlanır)

2 Ekim 2011 Pazar

PORTEKİZ'DE SONBAHAR (Lizbon-Belem-Sintra)-1

Döneli 20 gun oldu Portekiz semalarindan ülkeye. Yine hala aklim oralarda. Bana "gezgine", "Evliya Çelebi", "leylek havadan inmiyor" gibi yakıştırmalar yapılıyor dostlar tarafından. Gezgin hali bir ruh durumu, işliyor kanına insanın. 15 gün evde kalınca yeni topraklar çekiyor beni, çağiriyor yanına. Eh bu çağrıya cevap vermemek ayıp! Portekiz gezisi asla böyle bir ruh hali ile yapılmadı. 5 yılda bir eşimle yaptığım gezilerin tadı tamağımızda kalır oldu. İşte bir haftalık Portekiz gezimiz de Toskana'dan sonraki sıralamada yerini aldı, ikinciliğe yerleşti.
Eylül fevkalade bir mevsim. Güneş ısıtırken yüzünüzü güneyde Lizbon dolaylarinda, kuzeye çıktıkça serin bir Atlantik meltemi okşar sırtınızı. Gece size hırka giydirecek kadar nem sarmalar vucüdunuzu.
İşte Lizbondayız, Belem'deki anıttan size anlattığım nem kaplamış gündüz vakti şehrin girişini. "25 Nisan Köprüsü" ve arkada görünen karşı kıyıdaki devasa, Rio de Janeiro'dakinin bir repliği olan "Cristo Rey" anıtı.
Lizbon İstanbul'a benzer dediler gitmeden görenler. Hiç de öyle değil, yedi tepe üzerine kurulu, içinden su geçen  her şehir İstanbul olacaksa vay halimize!  Eski bir Fenike kolonisi , Roma bölgelerinden birinin başkenti Lizbon, 714 yılında Araplarin eline geçer (mağribiler). Bir çok Afrika ve Yeni dünya keşiflerinden nasibini 15. ve 16. yüzyılda layıkıyla alan, denizcilik ve kaşiflerin şehri Lizbon'un bugün eski şaşalı günlerinden geriye ananelere bağli bir ulus ve anıtsal yapılar kalmış.
Praça do Comercio Meydani Portekiz başkentinin en şirin, en büyük meydanı. Önde görünen Kral Jose I abidesi. 1755 depremi, yanginlar ve su basmalarından sonra Lizbon yeniden yapılanmış. Şehrin ortasından geçen Tajo nehrinin Lizbon'un gece görüntüsü şahane.
Yazacak ve anlatacak o kadar konu var ki en iyisi sizi fotograflarla dolaştırayım ülkede...
Şehre iner inmez  old town Baixa'da  veya Rossio'da Dom Pedro IV meydanındaki kafelerden birine oturun. Portekizin olmassa olmaz balığı Bacalhau ile yapılmış atıştırmalıkları tadin. Üzerine de ününü Belem bölgesindeki pastaneden alan Pastei de Belem'i mutlaka Portekizli esperesso bica ile deneyin.
1902'de Eiffel'in öğrencisi tarafından yapılan Elevator de Santa Justa'ya 5 Euro verip, 15-20 dakika kuyrukta beklemeyi göze alarak 32 metre yukardan şehri seyreyleyin.
Alt kısım Baixa, sırtta görünen mahalle Alfama ve arkamda Lizbon Kalesi Castelo de Sao Jorge.


Geçelim Belem'e. Lizbon içindeki Cais de Sodre istasyonundan trenle 15 dakika sonra Belem'desiniz. Belem'e hareketten önce istasyonun karşisindaki Mercado da Ribeira'ya uğrayın. Tek getirebileceğiniz bu pazardan ya tuzlu bacalhau ya da piripiri (acı kırmızı biber) olabilir. Belem'in merkezdeki Antiga Confeitaria de Belem'de kuyruğa girerek şehirdeki en iyi pateis de nata'yı yapan mekana kendinizi atıyorsunuz,

sonra Mosterio dos Jeranimos manastırını gezip, güzel bir parkın içinden geçerek sahile doğru yürüyüp, Belem denizcilik abidesine çıkıyorsunuz (Padrao dos Descobrimentos). Tüm Lizbon ve dev pusula ayağınızın altında.

Arkada Manastır ve Areoloji Müzesi

Torre de Belem Unesco Dünya Mirası listesinde, 1515 yılında Tajo nehri üzerinde Kral Manuel tarafından yaptırılmış.
Ertesi gün Sintra'ya yola çıkın, şehirden 45 dakika sonra trenle  Sintra dağlarının kuzey yamacına kurulu koruluklar ve ormanlar içindeki huzur beldesiniz.
Unesco tarafından listeye alınan eski şehrin her caddesi sokağı antikacılar, sanat galerileri, el işi dükkanları ile dopdolu. Merkezdeki Kraliyet Sarayı (Paço Real) arkamda, iki tuhaf konik kule ise mutfak bacaları sarayın. İçi ise başlıbaşına sanat şahaseri çinilerle, muhteşem ince sanatsal işçiliğe sahip süslemelerle kaplı.

Tırmanmaya yorulmaya değer diğer noktası Sintra'nın Dos Mouros Kalesi. Buradan Ulusal Saray (Pena) ın görüntüsü pek gizemli.
Kendinize "Tulhas" restoranda güzel bir yemek ikram ediyorsunuz. Azitao, Queijo de Ovelha ve Serra de Estrela peynirleri, domuz jambonu, hiç ihtimal vermediğim zeytinler, siz ismarlamadan geliyor herdaim masaya. 6-7 Euro vermem derseniz yemeyin, bana ne! "Hayatımda yediğim en lezzetli karides Sintra'daydı" ibaresini beynime nakşettim Tulhas'da.

Zeytinyağı, şarap, mantardan yapılmış binbir çeşit hediyelik yanısıra Sintra'dan kestane likörü almanızı tavsiye edeceğim.

Gelelim son geceye. Ne yapmadık, ne yapmadık? Bir Fado gecesi yaşamanız gerekli, şart Lizbon'da. Onlarca Fado Restoranı arasında seçim yapmak zor! Neyseki Portekizli arkadaşimiz Louisa ve Ligia bu konudaki önderlerimiz. "Dragau de Alfama" yerel halkın müdavimi olduğu, turistlik olmayan bir mekan. Chiado'dan Tram 28 e binerek ulaşabilirsiniz. Paulo Jorge Pereira ve Ana Carvalho'yu dinleyip, bizim kadar zevk alacağiniza eminim. Yemekleri de diğer Fado kuluplerine fark atacak kalitede.
Biliyorum nerede yediklerin, içtiklerin diyorsunuz. Bir çoğunu Lezzet'in Kasım sayısında okuyacaksınız. Zamanım oldukça bloga yazmaya devam edeceğim, sahne kapanmadı, daha Porto ve Şarap Vadisi, Evora var sırada. İyi okumalar, umarim sizi Portekiz gezisi için heveslendirebilmişimdir:))