23 Mayıs 2011 Pazartesi

AYVALIK YEMEK ŞENLİĞİ

21-22 Mayıs'da bereketli kent Ayvalıkdaydım.


Ayvalık, bereketli denizi, çeşitli otları ve çok kültürlü yapısı nedeniyle zengin bir mutfağın sahibi. Ayvalık Belediyesi özellikle Ayvalıklılar’ın içinde olduğu bir yemek şenliği planlamış. Amacı Ayvalık ev yemeklerinin gündeme gelmesi, unutulmak üzere olan yemeklerin yeniden sofralarda yer alması.

Nevin Halıcı, Vedat Başaran, Gökçen Adar, Hasan Açanal, Gülhan Kara, Elif Korkmazel, ben, Tangör Tan, Olcay Bingöl Ayvalık yemekleri hakkında Ali Akdamar'ın başkanlığındaki organizasyonda geliştirici, yönlendirici fikirler sunarak strateji oluşturulmasına yardımda bulunmaya çaliştık. Borajet ile Edremit'e uçtuk. Ayvalık Marinanın arkasinda Boğaziçi Otel'de konakladık. 



Sonra Cunda'ya gittik, pazarı gezdik, tezgahlar yemyeşildi. Ara sokaklarda dolandık. Slow Food üyeesi "Ayna"da ev limonatası içtik. Sonra Taş Kahvede buluştuk, lokma yedik:)) Cumartesi sabah yeni açılmış veya onarılmış çok buyuk bir kahvaltı salonuna gittik Cunda yolu üzerinde. Ekbir.




Benim pazardan aldiğim yemeniyi pek beğendi arkadaşlar ve Gökçen bey, tekrar pazara gittik, bir sürü yemeni aldılar.  Otele döndüğümüzde Ayvalık'ta oturan Boşnak bayanların organiz ettiği ve pişirdiği Boşnak yemeklerini tadımladık, yedik, yedik, yedik...Zelenika, potoplika, soğan dolması, fasulye çorbası, kırmızı biber (kapya) dolması, tatliş, çuhter...Nurcan Suyolcuoğlu Montenegro göçmeni sevecen, sıcacık, dost, yumuşacık bir arkadaş, evet artık benim de arkadaşim Nurcan. Ellerine sağlik tüm emek verenlerin bize evlerindeki kokuları duyumsatan, tattıran tüm ellerin.


Öğleden sonra tekrar Cunda'ya dönerek konuşmaları izledik. Cundali Ayşe hanim bizi guzel evinde şarap içmeye çağirdi, hoppp ekip oraya kaydık, buz gibi beyaz şarabımızı yudumladık.
Asıl ihtişamlı saatler yeni başliyordu. Cumartesi sabahtan itibaren Giritli 60-75 arası yaşlardaki teyzeler bizim için yemek pişirmişti.  Onları mutfakta buldum, ne tatlıydılar anlatamam. Nazife, Neriman, Adile teyzeler, Şirin abla ve onları organize eden yegenleri Aliye şahane insanlar. Yorgunlukları yuzlerinden aktığı halde tüm gece bizimleydiler, Ayvalık Belediye Başkanı, Kaymakam, İzmir Devlet Operasından misafir sopranonun seslendirdiği aryalar eşliğinde Girit yemeklerini, lezzetli, el emeği yüklü yemekleri tabak tabak yedik. Ne de özlemişim sanki kızımın Girit göçmeni babaannesinin elinden çıkmış gibiydi hepsi de. Neler yedik? Enginarlı pilav, Girit kabaği, Semizotu salatası, Mizitropides (otlu pide), serotigana (susamlı tatlı), çiğden yaprak sarma, sarmaşıklı iç bakla salatası, yoğurtlu enginar, Girit usulu yoğurtlu oğlak eti. Sevgili emek veren teyzelerimize NAR bir torba dolusu zeytinyaği ve değişik hediyeler verdi, bunları da biz onlara takdim ettik. Burnumun direği sızladı gözlerim yaşardı biz ellerine sarıldıkça onlar yüreğini uzattı misafirperverliklerini kelimelerle ifade etmekte zorlanıyorum. Sıcacık sarıldık birbirimize, hep buluşalim sözü verdik, birbirimizi kaybetmeyelim.

Sabah Belediyenin Çamlikdaki tesislerinde Bld. Bşk da katıldı eşi ile kahvaltıya. Boyoz ve Gevrek guzeldi de,  bir de koca bir dilim tam buğday ekmeğini Özgün'ün zeytinyağına bana bana yemeseydim keşke:)) Çorum hamur işleri jürisi ardından Ayvalık lezzetleri bana kilo olarak dönüyor yaz başı!   Ayvalık sokak turu, 13 Nisan Caddesi, nohut mayalı ekmek fırını, Dört sene önce koruk suyu içtiğim 135 yıllık kahve de mola.   Kahvenin sahibi de güvercinleri artık beslemiyor, pisliği çok oluyor abla dedi! Zamana yeniliyor tüm değerler, Ege'nin sakin köşelerin de bile.


Tarlakuşu Kafe sahibi adaşim Ayfer hanimin davetlisi olarak uğradık kahve molasında dükkanına. Ahmet Yorulmaz'ın son kitabını onlar çıkarıyor. Yani çıkarmaya çalişiyorlar, Ahmet bey'in devamli takipcisi ve sadık bir okuyucusuyumdur. Ayvalık tarihini, yaşamını belgeleyen değerli bir gazeteci. Pek yakında gidip, Ahmet bey ile soyleşi yapmayı istiyorum, istemiyorum, yapacağim, yapmalıyım:))


Yan kapı antikacıydı oraya da uğrandı, herkes bir şey buldu kendine has. Sonra otele döndük, Midilli ve Ada mutfaklarından karışık bir mönü bizi bekliyordu. Gardala, iç pilavlı börek, Ada köftesi, Girit mezesi, kabak çiçeği dolması, lor tatlısı, bir de konu dışı süprizi revani.


Tabii sıra geldi bunca yemeği eritmeye. Armutçuk pazarına yola çıkıldı, elimizde torbalar bir heves , bir heyecan ben de. Acaba Yöro Ahmet'i görebilecek miydim, köylüler ne kadardı, azalmış mıydı? İlk şok, pazar artık mahalle arasında değildi, koskoca yarı kapalı bir alana taşinmişti aynı mahallede. Girişte sağda peynirciler sıra sıraydı. Taze kaşar loru aldım, yanımda Bulgar göçmesi Ayşe hanim eşlik bize.




Tüm pazarı turladım, Girit kabaği peşinde, zar zor 1 kg. bulabildim. Deniz börülcesi, soğan cücüğü (hayatımda ilk defa yaptım) aldım. Bugün pişirdim hepsini. Kendimce, kendi reçetemle ama hep Ayvalıklı kadınları düşünerek, bizi ağırlayan, evini, mutfagını açan hanimları, teyzeleri bir bir gözümün önüne getirdim.


Son durak Patrice'ydi. Adanın arkasında gizli, yolu toz duman ama sakin mi sakin Patrice. Günübirlik dinlenme tesisi "Bıyıklı'nın Yeri" pırıl pırıl. Hakiki Ayvalık tostunu yanında cam bardakta demli çay ile deniz keyfi yapıldı, sohbet Olcay'ın sunumu ile devam etti. Yanımda mayom ve şıpıtıklarım da vardı ama deniz buz gibiydi. Mayomu Elif'e (Korkmazel) verdim, kotumu sıvadım dizime kadar, ayaklarım bayram etti, tüm vücuduma hoş bir serinlik yayıldı Ege'den, etraf kekik kokuyordu ve ben inanılmaz bir tatlı güneş altında yavaşça uzandım sezlonga. "İyi yazlar" dedim içimden, pırıl pırıl yanar dönerken suda balıkların oluşturduğu hareler, tüm insanlara, Egelilere, Akdenizlilere, Adalılara, dostlara, aileme, arkadaşlarıma, çocuklara, söförümüzün oğlu minik Mehmet'e, "İyi Yazlar".

Teşekkurler yol, dava, gönül arkadaşlarım, Olcayım, Tangörüm. Hep beraber nice yollar tepelim.  Tepelim ki doslar çoğalsın, fikirler fiizlensin tüm yörelerde, bir bahar esintisiyle ulaşsın sesimiz duymak isteyenlere...

Bizi ağırlayan Ayvalık Belediyesi'ne, sevgili Ali Akdamar ve Sevil Arslan'a, Ayvalıklı Boşnak, Girit, Midilli, Karadağ, Bulgar mübadil ve göçmeni tüm dostlara ve NAR Gurme'ye teşekkurlerimle...
 


4 yorum:

  1. Tebrikler..ne hoş bir yerlere gittim sayenizde..

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler ne güzel tabaklardı fotoğrafladıklarınız,özenle seçilmiş tazecik otlar,sebzeler ve de görünüşleri de bir o kadar güzel.Yapanların ve fotoğraflayıp bizlere ulaştıranların ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Neden önceden haberimiz olamıyor..resimler harika..uçar gelirdim ... :0)

    YanıtlaSil
  4. Ayyy gitmiş kadar oldum oralara, bi gün ben de şu nohut mayalı ekmekten yapabilsem, görmesi bile mutlu etti, iyi ki yazmışsınız bu yazıyı, bi de hepiniz iyi ki varsınız,
    Sevgiler,
    Ayzen

    YanıtlaSil